25 Temmuz 2010 Pazar

Ankara Ankara güzel Ankara

Yaklaşık 7 gün süren Afganistan macerasının ardından, artık 24 Temmuz Cumartesi sabaha karşı Ankara'ya vardım.

Gidişimiz gibi (bkz Afganistan Güncesi -1-) dönüşümüz de maceralı oldu. İlk olarak saat 08.30'da kalkacak olan uçağımız biraz (:)) rötar yaptı ve 4 saat sonra 12.30 gibi kalktı. Yine de yurda dönüş yaptığımızı bilmek beklemeyi bile katlanır kıldı.

En nihayetinde uçak kalktı ve yaklaşık 4.5-5 saat sonra İstanbul'a indik. Meğer memleketimin o beğenmediğimiz Atatürk Hava Limanı iç hatlar terminali ne güzelmiş. Ne teknolojikmiş. LCD ekranlardan, sesli anonslardan, şort giymiş insanlara kadar, bir süre şaşkınlık yaşadığımızı itiraf etmeliyiz.

Fakat Afganistan'dan geldiğimiz için, bizi yurda arayarak aldılar. Ne var ne yok çıkarttırdılar. 11 numaralı bagaj alanında ciddi bir süre bekledik. Bavullarımız da yaklaşık 1.30 saat sonra aramıza katıldı.

Ancak, bu teknolojik gelişmeler ve modern görüntülü insanlar bizim THY'nin tarifeli seferini kaçırmamazı etkilemedi... Nitekim, içinde olmamız gereken uçak biz iç hatlar terminaline giriş yaptığımızda Ankara'ya varmıştı bile...

Önümüzde iki seçenek vardı. Ya Sabiha Gökçen'e gidip saat 22.00 uçağına binecektik. Ya da Atatürk Havalimanı'nda bekleyip 23.00 uçağında yer alacaktık. Nihayetinde 23.00 uçağına binmeye karar verdik.

Ancak THY yine bizi sırtımızdan vurdu. Saat 23.00'da kalkması gereken, "tarifeli uçağımız" saat 00.40 sıralarında pistten yeni ayrılmıştı. Ankara'ya vardığımızda ise saat 01.30 sıralarıydı.

Esen kalın

Hiç yorum yok: